Yıllar önce, küçük bir çocukken gözlerimdeki parıltı ve yüreğimdeki coşkuyla karateye başladım. Amacım belliydi: Avrupa Şampiyonu olmak. Ancak hayat, beklenmedik sürprizlerle doluydu ve ben o hayalime ulaşamadım.

Yıllar geçti ve hayat beni başka bir yöne götürdü. Artık bir antrenör olarak çocukları, gençleri eğitiyordum. Ancak içimde hala o çocuğun hayali vardı. Her gün, tatamiler üzerinde, sporcularıma hayal etmeyi, inanmayı ve asla vazgeçmemeyi öğrettim. Ben başaramadım ama siz başaracaksınız dedim. Onların başarısı için elimden gelenin en iyisini yaptım.
Ve bugün bir sporcum Avrupa Şampiyonu oldu. O an, o sporcuyla birlikte, hayatını adadığı sporun zirvesinde olan bir adam vardı. O anı hiç unutmayacağım. Gözlerimden akan gurur gözyaşlarıyla, içimdeki sevinçle dolup taştım. Avazım çıktığı kadar bağırdım. Belki kendi hayalimi gerçekleştirememiştim, ama sporcum benim yerime o kürsüdeydi. Bugün, yıllar süren emeğimin, tutkumun ve inancımın bir ödülüydü.

Bugün seni izlerken Beyza, hissettiğim gurur ve sevinç, kelimelerle ifade edilemez. Ancak bil ki, senin bu zaferinle dolup taşan içimdeki mutluluğu ve gururu sonsuza kadar taşıyacağım. Teşekkürler Şampiyonum!

Hep birlikte nice zaferlere!
Melih Erbasan
.
.